19 Ağustos 2009 Çarşamba

3.PARTİ ZEYTİN DERNEK MERKEZLERİMİZE GELDİ..
















Bursa Orhangazi'den getirdiğimiz zeytinin üçüncüsü 12 Ağustos 09 Çarşamba günü geldi..Bursa’nın Orhangazi ilçesinden getirdiğimiz zeytinler 2 kiloluk bidonlarda içerisinde hiçbir kimyasal katkı maddesi olmadan mutfaklarımıza giriyor.Üreticiden tüketiciye gıda dayanışması ağına dahil olmak ve zeytin almak isterseniz birumut dernek merkezlerimizle irtibata geçiniz.2 kiloluk bidonlarda paketlenmiş zeytinin kutusu 15 tl’dir.Tel:0212 652 95 00- 0212 245 09 02- 0216 488 02 04

18 Ağustos 2009 Salı

BİRUMUT YAZ KAMPI GEÇMİŞ HAFTA RESİMLERİ



YAZ KAMPINA DAİR BİLGİLENDİRME...


Dinlenmek, eğlenmek emekçinin de hakkıdır düşüncesiyle yola çıkarak ikincisini düzenlediğimiz BirUmut yaz kampı , okulların kapanmasını izleyen günlerde 30 haziranda başladı.....6 EYLÜL 09 PAZAR GÜNÜ BİTİYOR...
Bu yıl da Tekirdağ’a bağlı Yenice’de kamp kurduk. Kampa Esenler Otogar’ından Tekirdağ yönüne hareket eden tüm araçlarla veya Silivri’den aktarmalı olarak günün istediğiniz saatinde ulaşılabilirsiniz. Ulaşımın kolaylığı sayesinde ulaşım sorunu yaşamıyoruz...

Yaz boyunca sürdürmeyi hedeflediğimiz kampımızda, yeme-içme organizasyonunu kampta dönüşümlü olarak görevlendireceğimiz arkadaşlarımızın koordinasyonuyla birlikte yapacağız. Yanımızda ne yemek götürsek, ne yapsak tasasına düşmeyeceğiz, tencereleri birlikte kaynatacağız...

Ağaçların gölgesine kurulu çadırımız, aynı zamanda denize nazır olduğundan hem yeşili hem maviyi izleyerek zihnimizi dinlendirmemiz ve dilediğimiz an gölgeyle, dilediğimiz an güneşle ve denizle kucaklaşabilmemiz mümkün olacak...

Büyük şehrin sıkıntılarından uzaklaşacağız, ama nimetlerinden asgari ölçüde yararlanacağız. Kamp alanlarının büyük problemlerinden olan elektriksizlik, susuzluk ve tuvaletsizlik bizim açımızdan sorun olmayacak. Elektrik, su ve tuvalet nedeniyle mağduriyet yaşamayacağız...

Yer kirası, çadır alımı ve yeme-içme organizasyonunu sağlamanın asgari maliyeti olarak görünen 50 TL’yi kampa katılacak arkadaşlarımızdan bir seferlik olmak üzere talep ediyoruz. Elbette çocuklarımızdan ücret almıyoruz...

BirUmut üyesi arkadaşlarımızın aileleriyle birlikte de gönül rahatlığıyla katılabilecekleri kamp için derneklerimize uğrayarak, telefonla arayarak ya da mail atarak ayrıntılı bilgi alabilir, kayıt yaptırabilirsiniz...


Ekteki fotoğraflarda kamp yerini ve geçen haftalara ait kareleri görebilirsini

Bir umut 2. geleneksel yaz kampı devam ediyor.


Bir Umut Derneği’nden garibanlara yaz kampı

Merkezi İstanbul’da bulunan 1Umut Derneği, ekonomik sorunlar nedeniyle tatil yapma şansı bulamanayanlara bu olanağı sunmayı sürdürüyor

--------------------------------------------------------------------------------
10 Ağustos 2009 18:29


--------------------------------------------------------------------------------



4 Temmuz- 30 Ağustos tarihleri arasında bir kereye mahsus olmak üzere ve sadece 50 TL karşılığı yeme içme, barınma dahil İmece usulü Tekirdağ Yenice Barış Kamping’te yaz kampı tatili yaptırıyor.

50 TL’YE TATİL

Alınan bilgilere göre, kampa katılmak isteyenler, ulaşımı kendileri sağladıktan sonra (İstanbul’dan minibüs ve otobüsler var) bir defa 50 TL ödüyor. Bu arada yatacak yataklarını da kendileri getiriyor. Kamp işleri (masraf değil) günlük temizlik, yemek, kap kacak yıkaması vs imece usulü yapılarak toplu yaşama ve dayanışma güdülerini geliştiriyor. 9 yaşın altındaki çocuklar para ödemiyor.

AMBLEMLERİ KARGA

Birlikte 1Umut Derneği Kampı’nı ziyaret eden ÇYDD üyesi eczacı Celal Özel, izlenimlerini şöyle anlattı; "Sabahın ilk ışıklarıyla kentin sokaklarına çıktığınızda, iki tür canlı görürsünüz; biri, işlerine gitmeye çabalayan ya da çalışan işçiler, diğeri ise kargalardır. Çoklukları ve halleri birbirine pek benzer. Yok sayılmak, 'kaderleriymiş' gibidir. Böylece adını 1Umut koyan dernek, amblem olarak da KARGA yı seçmiştir. En belirgin sloganı 'Vicdan sahiplerini kendisi olmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz' ile de amacını ortaya koymuştur.

HERKES TATİL YAPMALI

Bu düşünce ile yaz geldiğinde benim de tatil yapma hakkım var diyen işçiler, işsizler, öğrenciler ve tüm dayanışma ruhu içersindeki insanlar için geleneksel olan 1 Umut Yaz Kampı’nın ikincisini de 30 haziran-30 Ağustos tarihleri arasında Tekirdağ Yenice'de bulunan Barış Kamping'de başlatılmıştır. Bu heyecanı hissetmek, yaşamak ve dayanışma adına Büyükçekmece ÇYDD, Küçükçekmece ÇYDD ve Küçükçekmece Sinoplular Derneği olarak kampı ziyaret ettik. Uykusuz ama umut dolu sohbetlerin gerçekleştirildiği, bitmesin dediğimiz gecenin sonunda sabahın ilk ışıkları ile sakin, durgun Marmara Denizi’nde serinledik. İmece olarak hazırlanan kahvaltının ardından yola çıktık. Kısa ama çok önemli anların paylaşıldığı, dostlukların pekiştiği güzel bir etkinlik olarak tadı damağımızda kaldı. Tüm evrensel düşünen çağdaş dostlarımıza da öneriyorum. Son olarak ezilenin, adaletsizliğe uğrayanın yanında olmak, insan doğa ilişkisinde dengeyi savunmak, cinsiyetçi olmamak, mağdurlar arası dayanışma ağları kurmak için, haydi 1Umut kampına diyorum."

UYGUR EROL / KENT YAŞAM GAZETESİ

16 Ağustos 2009 Pazar

ÇDP itiraz dilekçeleri verildi


İstanbul Çevre Düzeni Planı için hazırlanan itiraz dilekçeleri Büyükşehir Belediyesinin ilgili birimine verildi. Pendik, Beykoz,Sarıyer, Küçükçekmece ilçelerinden toplanan itiraz dilekçeleri 12-13-14 Ağustos günleri belediyeye verildi.

Alternatif Sulukule Projesi TOKİ'den Önce Sulukulelilerle paylaşıldı


 TOKİ'nin Talebi üzerine Temmuz ayında yapılan görüşme sonucu oluşturulan taslak proje, TOKİ görüşmesi öncesi mahalleliyle paylaşıldı. TOKİ ile Sulukule Yenileme Alanına dair yaklaşım ortaklığı oluşması durumunda projenin bütün aşamalarının birlikte sürdürüleceği ancak yaklaşımın henüz belli olmadığı bu durumda projenin oluşma süreci ve öncelikleri proje muhataplarıyla paylaşıldı.

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Haber- İş Sendikası üyesi işçilerin delege seçimlerinde demokrasi talebiyle ilgili görüşme

Telekom greviyle dolayısıyla adını daha fazla duyduğumuz Haber- İş Sendikasına üye işçi kardeşlerimiz Birumutu ziyaret ettiler. Ziyaretlerinin amacı, sendikalarının genel kurul delegelik seçimlerinde Sendika Yöneticilerinin 'yıllardır sahip oldukları iktidarlarını korumak' amacıyla, işçilerin delege adayı olamalrını engelleyen tutumlarına dair hak arayışlarıydı.
Birumut heyeti, işçinin kendi örgütlenmesinde 'seçme- seçilme' hakkını memlekete örnek olacak bir 'demokrasi teşvikiyle' yaşaması gerektiğine inanarak hakları ve hukuklarına duyarlılık göstermeye çalıştı.
Meselenin esası ise şöyle;
Sendika yönetimleri delege başvurularını almak için işyerlerindeki panolara ilan asma yoluyla duyuru yapmaktalar. Bu durumuda sendika yöneticileri tutanakla belgelerse yasal olarak usülü yerine getirmiş oluyorlar. Daha demokratik işleyiş savunan sendikalar bu haber verme biçimini daha yaygın- etkin kılarak ve adayın mazereti varsa seçime kadar başvuru kabul ederek yapıyor. İktidarını korumak isteyen ise planını mümkünse duyurmadan kendi taraftarlarının aday olmasını sağlayarak yapıyor.Sendika Yönetiminin bu tür tutumunu önceden kestirebilenler, çeşitli yasal tedbirlerle önlem alabiliyorlar. Buda organizasyon işi. ve maliyetli.Ziyaret eden kardeşlerimiz 'yeni yaşanmış grev arkadaşlığına' güvenerek önlem almayı ihmal etmişler.Öyleki, işyeri temsilcisinin bile ilandan haberi olmamış.

13 Ağustos 2009 Perşembe

Beykoz ve Sarıyer'de Mahalle dernek temsilcilerinin katıldığı toplantılar yapıldı



Beykoz'da İstanbul ÇDP ile getirilen uygulamaların tartışıldığı (4 mahalle kentsel yeşil ve spor alanına ayrılırken Rivanın yerleşime açılması, özel ormanlarda yapılaşmaya sınırlama getirilmemesi gibi meselelerin konuşulduğu) toplantı yapıldı. Toplantıya dernek temsilcilerinin yanı sıra muhtarlar da katıldı. 14.08.09 tarihinde İBB ye verilmek üzere itiraz dilekçesi taslağı hazırlandı.
Sarıyer'deki mahalle dernekleriyle önümüzdeki dönem programının oluşumu için yapılması gerekenlerin yanı sıra ÇDP'nin, Ecr-i misillerin, Tapu tahsis iptal sorunlarının konuşulduğu toplantı yapıldı.

11 Ağustos 2009 Salı

Kartal yakacık ve Pendik Aydos'ta (Ertuğrulgazi-Sülüntepe) ÇDP için bilgilendirme toplantısı yapıldı


Kartal ilçesi Yakacık Mahallesinde mahalle derneği yöneticilerinin katılımıyla ve Pendik Aydos'ta Ertuğrulgazi, Sülüntepe mahallesi sakinleri ve muhtarlarının katılımıyla ÇDP bilgilendirme toplantısı yapıldı. Özellikle Aydos'un ÇDP'de teknopark ilanına karşı mahalleli itiraz dilekçesi topluyor. Kartal toplantısı sadece mahalle derneği yöneticileri ile iken Pendik'te Saz Düğün Salonu'nu dolduran bir topluluk vardı. Mahalleli 13.08.09 perşembe günü topluca itiraz dilekçesi verecek.

8 Ağustos 2009 Cumartesi

ÇDP İtiraz dilekçesi taslağı

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NA

İSTANBUL


Kurumunuza bağlı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından hazırlanan 13.02.2009 tarihinde İsatanbul Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclisi’nce kabul edilen 17.07.2009 tarihinde askıya çıkarılan 1/100000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planına ilişkin değerlendirmemiz sonucunda; aşağıda, yasadışılığı ve sakıncaları ayrı ayrı ele alınarak değerlendirilmiş olan 1/100.000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı’na itiraz ediyor ve itirazlarımız doğrultusunda gerekli değişikliklerin yapılmasını talep ediyoruz.
İstanbul Çevre Düzeni Plan Açıklama Raporu’nda Planlamaya yön veren ilkeler olarak:
• “Ekonomi-ekoloji çatışmasına toplumsal boyutun da katılarak, sürdürülebilirlik açısından dengenin kurulabilmesi için nüfus artış hızını düşürmek ve doğal eşikler göz önünde bulundurularak nüfusu sınırlı bir büyüklükte tutmak,
• Başta turizm olmak üzere tarihi değerlere ve sanatsal etkinliklere dayalı kültürel faaliyetleri; uluslararası diplomasiye, kongre ve turizme yönelik dış bağlantıları; finans hareketlerine açık ve nitelikli hizmet sunumuna yönelik girişimleri; eğitim ve ileri teknoloji atılımlarını İstanbul için öncelikli işlevler olarak öngörmek,
• Tanımlanan vizyon bileşenleri dışında kalan faaliyetlerden İstanbul’u olabildiğince arındırmak; başta sanayi olmak üzere diğer sektörlerde de ekonomik verimliliğini kaybeden, olumsuz dış ekonomiler oluşturan ve toplumsal maliyetleri arttıran, çevre kirliliğine neden olan ve kentsel hizmetler ile toplumsal yaşam üzerinde baskı oluşturan tesis ve faaliyetleri karşılaştırmalı avantajlar sağlayan alternatif düzenli yerleşimlere yönlendirmektir.”
açıklanmaktadır. Bu ilkeler doğrultusunda planlama sürecinin işlediği iddia edilmektedir. Ancak bu ilkeler kentin halihazırdaki durumu, bu durumu yaşayan kentliler gözetilmeden belirlenmiştir. Aynı zamanda plan çeşitli kararlarıyla ilkelerle çelişen kararlar içermektedir. Şöyle ki bir yandan ekolojik değerlerin korunduğu, afet risklerinin azaltılıdığı iddia edilirken diğer taraftan afet riski açısından yüksek riskli alanlar (Silivri ve yakın çevresi) yapılaşmaya açılmış; diğer taraftan ekolojik değerleri, su havzalarını, havza koruma kuşaklarını koruduğu iddia edilen plan içerisinde Özellikle Büyükçekmece ve Küçükçekmece İlçelerinin arasında Kuzeyde Hadımköy yeni bir kentsel merkez olarak tanımlanmıştır. Bu alanda yerleşime açılan yeni alanlar ve getirilen yeni işlevler su havzalarının sürdürülebilirliğini tehtid edecek biçimde konumlandırılmıştır. Bir yandan Kıyıları ve doğal değerleri koruduğu iddia edilen bir yaklaşımla yaşadığımız yer (Küçükçekmece Fatih Mahallesi İç-Dış Kumsal Bölgesi) günübirlik turizm alanı ilan edilmekte diğer taraftan henüz yapı yoğunluğu açısından su havzalarını tehtid düzeyi alt seviyede olan ve gelişmesi kontrol altında tutulması gereken alanlar yerleşime açılmaktadır. Özellikle Sazlıdere Barajının güneyinde bu durum iyice ortaya çaıkmaktadır. Söz konusu alanda yakın mesafeli koruma kuşağı bile gözardı edilerek yerleşime açılmıştır.
Planlamanın kentin ekolojik değerlerini gözardı eden bir başka yaklaşımı da kentsel gelişmenin özellikle Batıya kaydırıldığı alanlardan izlenebilir. Bu alanlarda bir kısmında tarımsal faaliyet süren alanlar yerleşime açılmıştır. Bu durum plan açıklama raporunda “batıdaki yeni gelişme alanlarında mutlak korunması gerekli tarım topraklarının sınırlı kullanılması söz konusu olmuştur. (sayfa:617) ” biçiminde açıklanmaya hatta savunulmaya çalışılmıştır. Bir diğer çelişkili yaklaşım da Küçükçekmece Gölü kuzeyinde olduğu gibi İstanbul genelinde yerleşime açılan alanların kentin kuzeyinde yoğunlaşmasıdır.
Yukarıda alıntı yapılan ilkeler doğrultusunda plan değerlendirildiğinde ekolojik-Ekonomik sürdürlebilirliğin sağlanmadığı görülmektedir. Bu durumda plan öncelikli olarak “Küresel sermaye hareketlerine göre şekillenmiş ve bu hareketler için engel olarak görülen olumlu-olumsuz bütün yönlerin üçüncü maddede açıklandığı gibi İstanbul’dan uzaklaştırıldığı” şeklinde özetleyebileceğimiz bir yaklaşıma sahiptir. Görüleceği üzere, İstanbul planlamasının temel hedefi kentli değil, yatırımcıdır.
İstanbul planlamasının temel hedefi, öncelikte, “İnsanca yaşanabilecek bir kent yaratabilmek” olmalıdır. Bu önemlidir. Çünkü, iki hedef arasındaki öncelik farkı, ortaya çıkacak plan kararlarının da belirleyicisi olacaktır. Şu anda ortaya çıkan plan, kenti her ne pahasına olursa olsun pazarlamak, yerli ve yabancı sermayenin hizmetine ve kullanımına sunmak hedefinin damgasını taşımaktadır. Bu planla kent bir yatırım alanına dönüştürülmüştür. Bu işlem sırasında kentteki sosyal değerler plan yaklaşımı içerisinde yalnızca çekilmesi hedeflenen sermaye gruplarının ihityaçlarına uyum göstermesi amaçlanarak dikkate alınmış, bu doğrultudas kentin gelişimi bile hedeflenmemiş, kentte işsizlik oranları ortadayken, dışardan gelecek “üst düzey işgücünün” talepleri bile dikkate alınmıştır. Henüz kentte yaşamayan, yaşayacağı varsayılan insanların ihtiyaçlarını düşünen plan burada uzun yıllardan beri yaşayan, komşuluk oluşturan kişisel ve toplumsal tarihe sahip olan bizleri yoksaymıştır. Plan mevcut haliyle kenti küresel sermaye akışları için açık serbest bölge haline getirmekte, kentte yaşayanlar içinse sınırlanma, engellenme, “gerekirse tasfiye” öngörmektedir.
Yerleşim alanımızın yakınlarında Avcılar alt merkez olarak tanımlanırken Esenyurt-Beylikdüzü ikinci derece merkez olarak tanımlanmış, Hadımköy ise ad konulmadan merkez fonksiyonlarıyla donatılmıştır. Bu durumda kaybedilmiş gözüyle bakılan Küçükçekmece Gölü’ne Büyükçekmece Gölü ve Sazlıdere Baraj Gölü’nün eklenmesinden başka sonuçla karşılaşmamız mümkün olmayacaktır. Küçükçekmece Gölü için koruma kuşakları geliştirilmemesi, gölün sulak alan olarak geri kazanılması iddiasından vazgeçildiğinin bir başka ispatıdır. Göldeki kirliliğin sebepleri ve tarihi mahallemizin tarihi ile karşılaştırmalı olarak incelendiğinde gölün kaybınının nedenleri daha iyi anlaşılacaktır. Plan Küçükçekmece Gölünün korunması ve yeniden kazanılması yaklaşımına sahip değilken, diğer taraftan kıyıların kazanılması adına bizlerin yaşadığımız alanlar boşaltılmaya çalışılmaktadır. Bu alanlar korunmayaca, geri kazanılmayacaksa bizler burdan uzaklaştırıldığımızda buralarda ne tür işlevlerin kimler için geliştirileceği tarafımızdan anlaşılmamıştır.
Yukarıda saydığımız taleplerimiz doğrultusunda İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda, Plan uygulama Hükümlerinde gerekli değişikliklerin yapılmasını, tamamı günübirlik turizm alanında gösterilen İç-Dış Kumsal Bölgesi için alandaki konutların tamamının yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesine sahip olduğu da dikkate alınarak müktesep haklarımızı da koruyacak bir yaklaşımla, konut-turizm fonksiyonu dengesinin yeniden düzenlenmesini, konutlarımızın yenilenmesi ve güçlendirilmesini sağlayacak plan kararlarının geliştirilmesini talep ediyorum

Küçükçekmece Fatih Mahallesi'nde Çevre Düzeni Planı Bilgilendirme toplantısı yapıldı



2006 yılında hakkında uluslararası proje yarışması ertesinde Kentsel Yenileme alanı ilan edilen, Küçükçekmece Fatih Mahallesi İç-Dış Kumsal Bölgesi ve Cumhuriyet Mahallesi'nden katılımcılarla birlikte 17.07.2009 tarihinde askıya çıkan 1/100.000 Ölçek İstanbul Çevre Düzeni Planı'nı değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantı söz konusu mahallede şimdiye kadar gerçekleşen en kalabalık toplantı oldu. Değerlendirmeler sonrasında plana topluca itiraz edilmesi kararlaştırıldı. Hazırlanan taslak itiraz dilekçeleri katılımcılara dağıtıldı....Hafta içi topluca itiraz dilekçeleri verilecek...........

Davutpaşa Patlamasında Hayatını Kaybedenlerin ve Yaralananların Yakınlarının 'Artık yeter. Adalet İstiyoruz' Taksim Toplanmalarının 7.si gerçekleşti

08 Ağustos 2009 Cumartesi
Davutpaşa Patlamasında Hayatını Kaybedenlerin ve Yaralananların Yakınlarının 'Artık yeter. Adalet İstiyoruz' Taksim Toplanmalarının 7.si gerçekleşti.

Üzüntülüyüz, Öfkeliyiz…
Bir o Kadarda Kararlıyız…
Taksim Tramvay Durağında 7.toplanmamız, Patlamadan bu yana geçen 20 ay…hala ceza davası açılmadı.Soruyoruz kendi kendimize ve sizlerin huzurunda yetkililere, kamuoyuna. NEDEN ?..
Kaybettiğimiz canlarımızın, yaralananlarımızın hayatları kıymetsiz ondan mı..
Bizler adalet isteyen ve arayanların hissesine hukuk devleti düşmüyor mu ?
Ankara’ya gittik. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Adalet Bakanlığı ile Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan yetkililere dosyalarımızı sunduk. TBMM de bulunan siyasi partileri ziyaret ederek bilgi verdik. Davanın zamanaşımına uğratılmasından endişe duyduğumuzu ilettik. Peki sade yurttaşlar olarak daha ne yapabiliriz diye soruyoruz..Ziyaret ettik sözlü anlattık. Yetmedi yazılıda başvurduk.
Bilirkişi raporunda sorumlu gösterilenler belli, Cumhuriyet Savcılığı yazışmalarını yapıyor yargılama süreçleri başlasın diye…
Hala neden dava açılamıyor..Çünkü çeşitli kamu kurumları ve yetkilileri, yetkilerini yargılama yapılmasın diye kullanıyorlar. Soruyoruz.. Hakimler- Savcılar- Mahkemeler niye var ki ?

ARTIK YETER DİYORUZ… ADALET İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ… ADİL YARGILANMA İSTEMEYE DEVAM EDECEĞİZ… YETKİLİLERİN YETKİLERİNİ DAVAYI SÜRÜNCEMEDE BIRAKMAK İÇİN KULLANMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ…

İstanbul valiliği ve İl İdare Kurulu İstanbul büyükşehir Belediye görevlilerinin yargılanmasına izin vermediği için Cumhuriyet Savcılığı Bölge İdare Mahkemesine kararın iptali için başvurmuştur. Valiliğin ve İl İdare Kurulunun bu tutumu kendini Mahkemenin yerine koymak ve fail olarak Bilirkişi raporunda belirtilenlerin yargılanmasına mani olmaktır. Aynısını Zeytinburnu Kaymakamlığı ve İlçe İdare Kurulu da yapmıştı. Ancak Bölge İdare Mahkemesi iptal etti .Yetkililerin en az bizler kadar adaletin yerini bulmasında hassasiyet göstermesini bekliyoruz. Bu tutumlarını kınıyoruz.
Bizler “Bir Daha Davutpaşalar olmasın” diyoruz.
Başından beri gösterdiği ilgi ve alakayla, desteğini bizden esirgemeyen ve bu yolda bizimle birlikte yürüyen, acımızı paylaşan, derdimizi dinleyen basın mensuplarına ve herkese teşekkürü bir borç biliyoruz. Bu acıların bir daha yaşanmaması ve yeni canların yanmaması için davalarımızın takipçisi olacağımızı, siz sayın basın mensupları aracılığıyla kamuoyuna bir kere daha duyuruyoruz. Ceza Davası açılıncaya kadar her Cumartesi Saat: 11.00 de Taksim Tramvay Durağı’nda toplanarak kamuoyuna gidişat hakkında bilgi vermeye devam edeceğiz.

SORUMLULAR YARGILANSIN, ADALET İSTİYORUZ!

DAVUTPAŞAYI UNUTMADIK UNUTTURMAYACAĞIZ!

DAVUTPAŞA PATLAMASINDA HAYATINI KAYBEDEN VE YARALANANLARIN YAKINLARI
Adnan Saday: 0535.784.93.63 - Hakkı Güleç: 0535.577.35.69 - Hikmet Günalan: 0537.336.53.22 - Salih temel: 0533.685.17.99- Güssü Vural: 0538.285.89.44-Memet Kara: 0532.583.46.68 - İdris Çabuk: 0533.748.58.36- Şamil Boyraz: 0536.945.53.72 - Nigar Bakkal: 0538.695.32.18 - Arzu Cesur: 0537.881.58.97 - Havva Bal: 0536.762.04.01-Mobin Vertan: 0537.256.87.92 - Ferhat Alkan - 0535.819.69.99 - Nafiye Akhun: 0536.349.23.97

Alternatif Sulukule Projesi



TOKİ ve Fatih Belediyesi işbirliğiyle 'Kentsel Yenileme' adı altında sürdürülen, Sulukulede yaşayanları 'sürgün - tehcir', tanıdıklara rant amaçlı çalışmalaraın kamuoyuna yansıyan gerekçelerini tuzla-buz eden Mağdurların- Yoksayılanların- Horgörülenlerin Alternatif Sulukule Projesi çalışmaları devam ediyor.
Birumut /Dayanışmacı Atölye, Sulukule Atölyesi çalışmalarına katılmaya ve desteklemeye devam edecek.

Mağdurların, yoksayılanlarında 'alternatifi' var..

Yıllardır TOKİ- Fatih Belediyesi tarafından Sulukule ye dönük 'Kentsel Yenileme' projesi adı altında gerçekleştirilen, tehcir ve rant projesine karşı;

Alternatif Sulukule Projesi:

Sulukule Sosyo-Ekonomik ve Mekânsal İyileştirme, Kültürel Sürdürülebilirlik Projesi

Bildiğiniz üzere, tarihi Sulukule Mahallesi kentsel yenileme projesi kapsamında büyük ölçüde yıkılmış, insanları zorla yerlerinden edilmişlerdir. Buna rağmen uygulama henüz başlamadığı için Sulukulelilerin mahallelerine geri dönüşü, Sulukule’nin İstanbul’a yeniden kazandırılması mümkün görünüyor. Nitekim mahallenin korunarak yenilenmesi, Sulukule Kültürü’nün sürdürülmesi için Sulukule Platformu, Sulukule Roman Kültürünü Geliştirme ve Dayanışma Derneği ve Sınır Tanımayan Otonom Plancıların (STOP) çalışmaları T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi (TOKİ) yetkililerinin de ilgisini çekmiş bulunuyor.

8 Temmuz 2009’da, Ankara’da TOKİ Başkanı ve ilgili Daire Başkanları ile yapılan görüşmede; yerli yabancı kamuoyunda ciddi eleştirilere konu olan mevcut yenileme projesi yerine farklı bir proje yaklaşımının gönüllü uzmanlar ve danışmanlar tarafından sivil ve kamu aktörlerinin katılımıyla geliştirilmesi ve bu yaklaşımın avan proje olarak TOKİ’ye sunulması konusunda bir niyet birliğine varılmıştır.

Bu amaçla, çok sayıda ve çeşitli disiplinlerden uzmanlar, katılıma açık bir süreçte gün geçtikçe genişleyen Sulukule Atölyesi bünyesinde bir araya geldiler. Projenin ön hazırlıklarını tamamladıktan sonra, önce 28 Temmuz’da Mimar Sinan Üniversitesi’nde, 100’ün üzerinde plancı, mimar, sosyolog, siyaset bilimci, hukukçu vs. ile; sonra da 30 Temmuz’da Yıldız Teknik Üniversitesi’nde, 60’ın üzerinde kamu ve sivil toplum temsilcisine ilaveten Sulukule sakinlerinin katılımıyla birer günlük atölye çalışmaları yapıldı ve Proje Yaklaşımı tartışma ve değerlendirmeye açıldı.

İstanbul için büyük önem taşıyan ve kentsel dönüşüm/yenileme süreçlerinde emsal teşkil edebilecek bu projedeki planlama sürecini çok-aktörlü ve katılımcı bir yaklaşımla gerçekleştirmek üzere yola çıkan Sulukule Atölyesi, şeffaf ve demokratik bir yöntemle Sulukule için alternatif bir proje geliştirme gayretindedir ve bu yönde gelecek bütün desteklere açıktır.

Alternatif Sulukule Projesi nasıl bir süreç izliyor? Nasıl bir proje geliştirme yaklaşımı sergiliyor?

8 Temmuz 2009 günü Ankara’da TOKİ Başkanı ile yapılan görüşmede STOP projesi olarak bilinen alternatif plan çalışmasının 1 ay içinde güncellenerek avan proje ve plan yaklaşımı olarak sunulmasına karar verilmiştir. Bunun üzerine Sulukule Platformu ve Dayanışmacı Atölye bir araya gelerek böyle bir projeyi hazırlamak konusunda karara varmış ve katılımcı, demokratik bir süreç içerisinde Eylül 2008’de hazırlanmış STOP projesinden yola çıkarak çalışmalarını başlatmıştır. Sulukule Atölyesi adı verilen grupta, yaklaşık 60 akademisyen, çeşitli disiplinlerden konusunun uzmanı meslek insanı (şehir plancısı, mimar, sosyolog, antropolog, hukukçu, yerel ekonomik kalkınma uzmanı, psikolog vs.) sanatçı ve Sulukule’yi dert edinmiş vatandaşlar yer almaktadır. Kamuya açık 2 toplantı yapılmıştır. Birinde konu hakkında görüşü olabilecek kişiler, ikincisinde kamu ve sivil kurumlarla süreç paylaşılmış ve büyük destek alınmıştır. Çalışmalar Sulukule sakinleri ile sürekli istişare halinde sürdürülmektedir.

Alternatif Sulukule Projesinin amacı nedir?

Sosyal sorumluluk anlayışı içerisinde Sulukule Yenileme Projesine yönelik eleştiriler göz önüne alınarak, ancak gelinen noktadaki hukuki zorunluluklar da göz ardı edilmeksizin, yeni bir plan yaklaşımı geliştiriliyor ve öncelikle olabildiğince çok Sulukuleliyi mahalleye döndürmek amaçlanıyor. Proje bununla yetinmiyor ve mahalleye dönecek Sulukulelileri daha insani koşullarda yaşatacak, iş olanakları yaratacak, kültürlerini ve toplumsallıklarını sürdürecek sosyo-ekonomik ve kültürel programlar da geliştiriyor ve bu programları geri dönüşün ve mahallede kalmanın bir koşulu haline getiriyor.

Planlama Hedefleri nelerdir?

1) Proje kapsamında nüfus ve konut yoğunluğu açısından üst plan ve koruma ilkelerine uyumlu çözümler üretmek. Tarihi Dokuyu, Yol, Ada, Sokak Rejimi, Parsel Karakteri ve Konut Tipolojisi ile korumak ve geliştirmek. Proje kapsamında üretilecek konut dışındaki kullanımların Sulukulelilerin sosyo-ekonomik şartlarına ve bölgenin arkeolojik değerlerine uygun işlevler olarak belirlenmesini sağlamak.

2) Barınma hakkı çerçevesinde mahalledeki yoksulların barınma ihtiyaçlarını karşılamak ve yerinde yaşama hakkı çerçevesinde yoksulluğa neden olan sorunlara Sulukuleliler ve ilgili kamu ve sivil kurumlarla birlikte çözüm önerileri geliştirmek. Mahallenin gerçeklerine uygun toplumsal ve ekonomik destek programlarıyla sürdürülebilir istihdam ve yaşam olanakları sağlamak.

3) Sulukule Roman halkının da yenileme alanı içinde iskânına ve Roman kültürünün mahallede yaşatılmasına/sürdürülmesine olanak sağlamak. Yenileme süreci sonunda Roman topluluğun mahalleyi terk etmesini sınırlayıcı önlemler geliştirmek.

Alternatif Sulukule Projesinde Fatih Belediyesinin Projesinde olmayan neler var?

· Kentsel iyileştirmede örnek teşkil edecek çağdaş, insancıl bir yaklaşım;

· 100’ün üzerinde akademisyen ve kamu, özel sektör ve sivil toplum temsilcilerinin ve Sulukulelilerin katıldığı, çok-aktörlü, demokratik, şeffaf bir planlama süreci;

· Ulusal ve uluslararası standartlar ve kamuoyunun hassasiyetlerine saygı;

· Sulukule’nin 1000 yıllık Roman tarihine ve kültürüne saygı;

· Zorla yerinden edilmiş Sulukule sakinlerinin mahalleye geri dönme imkânı;

· Sosyo-ekonomik mağduriyetler yaşayan Sulukuleliler için insani ve topluluk temelli programlar, çözüm önerileri;

· Yerel istihdam olanakları yanı sıra kültürel sürdürülebilirlik ve toplumsal gelişme için sosyal donatı alanları;

· Bölgedeki yeşil alan eksikliği giderilmek üzere toplamda 20.500 m2 yeşil alan.

“Başka Bir Sulukule Mümkün” yaklaşımında sürdürülen ısrarın sonucunda, büyük bir çoğunluğu yıkılmış mahallenin feryadı sonunda kamu kurumları tarafından da duyulmuştur. “Sulukule Yeniden” diyerek yola çıkan Sulukule Atölyesi’nin çalışmaları sonucunda eğer istenirse hala yapılan hatalardan dönme şansı bulunduğu kanıtlanmıştır. Projenin Ağustos ayının ilk 10 günü içerisinde TOKİ’ye sunulması hedeflenmektedir.

Saygılarımızla,

Sulukule Atölyesi

6 Ağustos 2009 Perşembe

17-Ağustos-1999 Gölcük-Marmara depreminin 10.yılı

Depremin üzerinedn 10 yıl geçti. Kocaeli Depremzedeleri Derneği her yıl depremin meydana geldiği saatte 03.05 te meşaleleri ile 'Depremi Unutmadık- Unutturmayacağız..!' etkinliği düzenlediler. Bu yılda devam ediyorlar. Heyetimiz her yıl olduğu gibi bu yılda yanlarında olacaklarını ifade etti. Hazırlıklara ilişkin ayrıntılı bilgi haftaya Salı günü paylaşılacaktır.

Düzce Evsiz Depremzedeler Dayanışma Konut Yapı Kooperatifinin İptal Davası

Yaklaşık 6 yılı aşkın bir zamandır Anayasa ve ilgili kanunlara dayanarak, prefabriklerde oturan 'kiracı depremzedelerin' sürdürdüğü 'sağlıklı güvenli konut hakkı' mücadelesi kapsamında açtıkları İptal Davasını kazanmışlardı. Bayındırlık Bakanlığı ve TOKİ davalı taraftı. Ve temyiz etmişlerdi. Danıştay esasa girmeden 'eksik değerlendirme' gerekçesiyle bozdu. Kooperatif yetkilileriyle durumun değerlendirmesi yapıldı. Gerekli çalışmalar başladı.

Sarıyer/ Armutlu Mahallesi (FSM) doğalgaz bağlanması


Armutlu Mahallesi olarak bilinen Sarıyer/ Fatih Sultan Mahallesinde yaklaşık 200 hanenin doğalgaz bağlantısı uzun zamandır yapılamamaktaydı. Yaptıkları bütün girişimlere rağmen Büyükşehir Belediyesi ve İGDAŞ yetkilileri ha bugün ha yarın diyerek sorunu çözmek yerine ertelediler. Bunun üzerine mahalleden bir yurttaş Tüketici Mahkemesinde dava açtı. Davalarıyla ilgili olarak derneğimizi ziyaret ettiler. Konuya ilişkin görüşme yapıldı.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

Birumut Günlük Haberleri İçin Blog Oluşturuyor....


Bir umut dostlarıyla, izleyicileriyle bilgi paylaşma ihtiyacını karşılamak için blog oluşturuyor.