28 Ekim 2009 Çarşamba

Selzedeler İçin Toplanan Giysiler Depodan dağıtıldı






Selzedelerle dayanışma için toplanan kıyafetlerden kalanlar, acil dağıtım sonrasında, gene acil dağıtım sırasında görülen çeşitli aksaklıkların giderilmesi için hazırlanan depoda dağıtıldı. Selin ilk günlerinde selzedelerin doğrudan yaşadığı yerlere götürülen kıyafetlerde, gidilen evde yaşayanların bedenlerine uygun olmama gibi sorunlar yaşanmıştı. Bu sorunlardan kurtulmak için selzedeler Sefaköy'de bir dostumuzun geçici kullanımımıza tahsis ettiği depodan dağıtıldı.

24 Ekim 2009 Cumartesi

Sarıyer Mahalle Dernekleriyle ÇDP Toplantısı Yapıldı....

Sarıyer Mahalle Dernekleri Temsilcileriyle İstanbul ÇDP sürecine dair değerlendirme toplantısı yapıldı.

BİRLİKTE UMUT DERNEĞİ SELZEDELERLE GİYSİ DAYANIŞMA MERKEZİ AÇILDI...!

Birlikte Umut Derneği olarak elimizde bulunan kullanılabilir durumdaki kıyafetleri selzedelerle dayanışma amacıyla paylaşıyoruz. Sel felaketinin ilk gününden beri olanakları ölçüsünde selzedelerle dayanışmayı sürdürmeye çalışan Birlikte Umut Derneği üyeleri ve Birumut gönüllüleri olarak, özellikle giysilerin paylaşılması sürecinde birlikte yaşadığımız, kıyafetlerin verilen evlerdeki kişilere uymaması gibi, sorunları çözmek amacıyla, selzedeleri aileleriyle birlikte giysi dayanışma merkezimize bekliyoruz.
Giysi dayanışma merkezimizde kendinizin veya aile üyelerinizin ihtiyaç duyduğu ve onlara uyacak kıyafetleri seçebilir, içeride deneyebilirsiniz. Aşağıdaki tarih ve saatlerde krokide gösterilen adrese gelmeniz yeterlidir.

DAYANIŞMA GÜN VE SAATLERİ:
23. 10. 2009 Cuma Günü Saat: 17:00 - 20:00
24.10.2009 Cumartesi Günü 14:00 - 20.00
25.10.2009 Pazar Günü 14:00 – 20:00 saatleri arasında aşağıdaki adrese gelebilirsiniz.
Adres: Kemalpaşa Mahallesi Halkalı Caddesi Emeksizler Sokak No:6 Sefaköy / İstanbul /
İrtibat: 0536 338 40 76 /0533 965 66 53 /0538 708 24 41
www.birumut.org/ www.birumutblogcu.blogspot.com

19 Ekim 2009 Pazartesi

YENİ PARTİ ZEYTİN GELDİ

Orhangazi'deki zeytin üreticilerinden yeni parti zeytinler dernek merkezlerine gelmiştir.

6 Ekim 2009 Salı

bir umut

BİRUMUT DERNEĞİ

SELZEDELER DAYANIŞMA ÇALIŞMASI FAALİYET RAPORU

Eşya dayanışmasında bulunduğumuz noktalar.

Halkalı Eski Bağlar Mahallesi:

Hasar Gören Hane Sayısı:30

Hasar gören toplam iki sokak var.Giyim eşyası ve battaniye dayanışmasında bulunuldu.üç aileye dayanıklı tüketim eşyası veridi.Dayanıklı tüketim eşyası ihtiyacı var.

Atatürk Mahallesi İkitelli:

Hasar gören hane sayısı:75

Hasar gören üç sokak var.Bunların ikisi basın ekspres yoluna paralel biri dikine sokaktır.Bütün hanelere bir sefer eşya dayanışmasında bulunuldu.Kimi ailelere talep ekseninde ikinci kez giyim eşyası götürüldü.Yoğun dayanıklı tüketim eşyası ihtiyacı var.

Cebeci Mahallesi Sultançiftliği:

Hasar Gören Hane sayısı:8

Bir sokak selden etkilenmiş.İhtiyaçlar belirlendi.okul kırtasiye ve giyi eşyası talebi vardı.Karşılandı.

Ziyagökalp Mahallesi Ayazma Mevkii İkitelli:

Hasar Gören Hane sayısı:35

Selden hasar gören evlere bir takım eşya ve kısmi oranda battaniye yorgan dağıtıldı.Selde hayatını kaybeden aileye koltuk takımı verildi.Yoğun dayanıklı tüketim eşyası lazım.Selin birinci günü insanların ortak kullanımına büyük bir sahra çadır kuruldu.Eşya dağıtımı ve yemek işleri bu çadırdan yapıldı.Ramazan bayramı sonrası çadır kaldırıldı.

Ziyagökalp Mahallesi Hamam Deresi Mevkii İkitelli:

Hasar Gören Hane sayısı:63

Selden giriş katların hepsi etkilendi.Bütün evlere bir sefer giyim eşyası dağıtıldı.10 aileye dayanıklı tüketim eşyası dağıtıldı.Selin olduğu gün mahalleye 30 metre kare bir çadır kuruldu.Yemek ve eşya dağıtımı bu çadır üzerinden sürdürüldü.15 gün mahallede çadır kullanıldı.Yoğun dayanıklı tüketim eşyası talebi devam etmekte.

Esenyurt Gecekondu Mahallesi

Hasar gören Hane sayısı:45

Bütün evlere bir sefer giyim eşyası dayanışması yapıldı.Bir aileye iki adet çekyat verildi.Dayanıklı tüketim eşyası ihtiyacı sürüyor.Esenyurta diğer sokaklarda gönüllü çalışan arkadaşlara gece kondu mahallesinin deki aile bilgisi verildi.Esenyurta gönüllü çalışan arkadaşlara Esenyurt tarafındaki sel mağdurlarına dağıtılmak üzere gıda,çekyat ve iki kamyon giyim eşyası ulaştırıldı.

Toplam Eşya Dayanışmasında Bulunduğumuz Hane Sayısı: 256 Ailedir

Not:

Şuan elimizde toplanmış bol miktarda giyim eşyası tasnif edilmiş bulunmaktadır.Bu eşyalar sefaköy yada ikitelli tarafında bir 15-20 günlüğüne dükkan kiralanarak sel mağduru aileler davet edilerek kendi bedenlerine uygun eşyayı seçebilecekleri bir mağaza şeklinde tasarlanacaktır.Sel bölgesinde en sık yaşanan sıkıntı dağıtılan eşyaların insanların bedenlerine olmaması olarak görünüyor.Bunu gidermek amacıyla böyle bir çözüm yolu düşünüyoruz.

Makine mühendisleri odasına Sel mağdurlarına destek verdiği ve Birumutla dayanışmada bulunduğu için teşekkür ediyoruz.Saygılarımızla…

BİRUMUT DERNEĞİ SEL MAĞDURLARIYLA DAYANIŞMA ÇALIŞMA GRUBU:

4 Ekim 2009 Pazar

Düzceli Evsiz Depremzedelerle Danıştay kararına ilişkin toplantı

Yaklaşık 7 yıldır süren "sağlıklı-güvenli konut hakkı" mücadelesi, Depremzedeler Derneği ve Evsiz Depremzedeler Dayanışma Konut Yapı Kooperatifi tarafından sürdürülmekteydi. Prefabriklerde kalma süresi uzatılmış, dar gelirliye tahsis edilecek arsa yok denmiş Arsalar bulunmuş , Arsaları tahsisi ederken "yamuk" yapıldığı için dava açılmış ve Tahsis iptal edilmiştir. Mahkeme kararının Danıştaydan onayını beklerken, bozma gelmiştir.Evsiz Depremzedelerle Danıştayın bozma kararına karşı yapılacakların toplantısı yapıldı. Birumut heyeti iştirak etti.

Kağıthane- Hamidiye Mahallesinin Kiptaş Mağdurları

Mahallenin henüz yıkılmamış kesiminde bulunan gecekonduları Büyükşehir Belediyesi ve Kağıthane Belediyesi sıkıştırmakta.Gecekonduların bulunduğu alan planda toplu konut alanı olarak gözükmekte. buna dayanarak Büyükşehir Belediyesi Encümen kararıyla, kamulaştırma yapmaya çılışıyor.Ahali bugüne kadar örgütsüz davranmanın,ne anlama geldiğinin farkında.Görüşme yapıldı önümazdeki günlerde somut olarak ne tür adımlar atabiliriz toplantıları yapılacak.

23 Eylül 2009 Çarşamba

BirUmut heyeti selde vefat eden kardeşlerimizin ailelerine taziye ziyaretine gitti

22.09.2009 günü Birumut derneklerinden bir heyet sel felaketinde vefat eden kardeşlerimizin ailelerine taziye ziyaretlerini gerçekleştirdi. Ziyaretlerde acının paylaşılmasının yanı sıra ailelerin bu aşamadan sonra birlikte hareket etmelerinin önemi de paylaşıldı.

18 Eylül 2009 Cuma

Bürokrasi söz konusu olunca insan hayatı teferruat mıdır?

İstanbul’un göbeğinde, eski ve düzensiz sanayi bölgesi Davutpaşa’da bir patlama oldu, hepinizin hatırladığı gibi. Tam 23 kişi, tam 23 insan evladı öldü o patlamada.
Böyle büyük her felakette olduğu gibi, felaket sonrası medya aracılığıyla sorumlu arandı. O işyerlerine ruhsat verenler, işyerlerinin ruhsatsız çalıştığını bile bile bu duruma göz yumanlar, yani birtakım kamu görevlileriydi sorumlular.
Savcılık, 23 ölümle ilgili olarak soruşturma başlattı, ölümlerde doğrudan veya dolaylı davranışlarıyla sorumlu olanları mahkemeye çıkartmak istedi. Ama İstanbul Valiliği savcıya istediği soruşturma izinlerini vermedi.
Savcı bu izin vermeme işlemini İdari Mahkeme’ye götürmek, valiliğin işlemini iptal ettirmek istedi. Ama trajik bir şey yaşandı, bürokrasi savcılığın İdare Mahkemesi’ne başvurusunu zamanında mahkemeye ulaştıramadı, yani o bürokratlar soruşturulamadı.
***
İstanbul’da bu kez sel felaketi yaşandı. 30’dan fazla insan evladı da bu felaket sırasında öldü.
Evet olan adı üstünde bir ‘felaket’ti ama ölümlerin meydana gelmesinde insan faktörü de rol oynamıştı.
Bu kez de senaryo değişmedi. Yeniden Radikal dahil medya aracılığıyla sorumlu aranmaya başlandı. Sorumlular da kolayca bulundu: İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve İSKİ başta olmak üzere ona bağlı kuruluşlar ile İstanbul Valiliği.
Derken kurumların felakette kendi sorumluluklarını az gösterme, suçu öteki kurumlara atma çabaları başladı.
İstanbul Belediyesi ile CHP arasındaki polemiği hep birlikte ibretle izledik.
Dün Radikal’in manşetinde günlerdir olduğu gibi aynı konu vardı: İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ve onun bağlı kuruluşu olan İSKİ’nin bu felakette oynadığı veya oynamadığı rol.
Hemen itiraf edeyim, bu haberlerin bu şekilde yayımlanmasına karar veren benim ama dün itibarıyla bu yaptığımdan da pişmanım. Gazete mutlaka sorgulayıcı olur, böylesi büyük bir felakette, hele hele 30’dan fazla insanın öldüğü bir felakette sorgulayıcılık kamu yararına yayıncılığın da gereğidir. Ama gazete yargılayıcı olamaz, olmamalıdır. Biz, maalesef benim de katkılarımla, bu sınırı aştık, sorgulayıcı olmayı aşıp yargılayıcı olduk.
***
Dün İSKİ’den aldığım bir açıklamayı önce size sunmak istiyorum, sonra bu konuda söyleyeceklerim olacak:
“Kamuoyunca bilinmektedir ki; kurumumuz bir kamu tüzel kişiliğidir ve görevleri kanunla belirlenmiştir. Kurumumuzun görevleri arasında dere ıslah yetkisi bulunmamaktadır. Kurumumuzun dereler üzerinde kanunen bir sorumluluğu da bulunmamaktadır. Kurumumuz derelerde yapmış olduğu temizlik çalışmasını kamu yararı için yapmaktadır. Tüm bu hususlar gazetenize bildirilmiş ve yayımlanmışken, yorum yapılarak ‘Temizlik çalışmasının sonbaharda ya da öncesinde yapılması gerekirdi, bu yapılmadığı için dere güzergahında 5 adet bent oluştu, sel de bu nedenle şiddetli oldu’ ifadesini ulusal bir gazetenin sayfalarına taşıyabilmeyi ve kamuoyuna sunmayı anlayabilmek mümkün değildir. Zira onlarca tonluk iş makinelerini ve TIR’ları sürükleyen, asfaltları yerinden söken, duvarları yıkan bir sel felaketini hebarde yer alan gerekçelere dayandırmak ve kurumumuzu felaketin sorumlusu ilan etmek anlaşılabilir değildir.
Muhabirinizin adeta ‘bilirkişi’liğe soyunarak derede temizlik yapılması gereken tarihi bildirmesinin, derede biriken malzemelerin 5 adet bent oluşturduğu ve bu bentlerin selin şiddetini artırdığı iddialarının habercilik açısından sorgulanması gerekmektedir. Yaşanan sel felaketine ilişkin bilimsel raporlar henüz kamuoyuna sunulmamışken, var olduğu iddia edilen bentlerin bu felaketin sorumlusu olduğunu ilan etmek bilimsellikten tamamen uzak, kamuoyunu yanıltan bir ifadedir.”
***
İSKİ’yi okudunuz. Yargılayıcı olmamaya ama sorgulayıcı olmaya çalışıyorum.
Madem görevi değildi, neden İSKİ ve İBB dereleri temizledi, ıslah etti, dere ıslahı inşaatında bir küçük kız inşaat sahasında dereye düşüp öldü diye müteahhit cezalandırdı? Bu gazetede oturduğum yerden İSKİ’nin dere ıslahında kullandığı büyük beton menfezleri üreten şantiyesini görüyorum, kapısında kocaman İSKİ yazıyor.
Yarın bu ıslah edilen dere İSKİ’nin menfezlerine sığmaz da taşarsa, önüne kattığı her şeyi de tarumar ederse İSKİ yine ‘Ben kanunen sorumlu değilim’ mi diyecektir?
Taşkını onca ölüme sebep olan Ayamama’nın ıslahını 90’lı yıllardan beri kim neden yapmaktadır?
‘Otoyollar yapılırken inşa edilen menfezler küçük geldiği için...’ deniyor. O yollardaki kavşak çalışmalarını uzunca bir süreden beri kim yapıyor? O taşma noktalarındaki menfezleri kim elden geçirdi?
***
Korkarım 30’u aşkın İstanbullunun ölümü de, aynen Davutpaşa’daki 23 İstanbullunun ölümüne benzeyecek. Bu insanlar bir nevi ‘kader kurbanı’ olacaklar. Hatta oldular bile!

İsmet BERKAN
Radikal 17/09/2009

Radikal'den / Adalet 3 kilometreyi aşamadı

Adalet 3 kilometreyi aşamadı

Davutpaşa soruşturmasında savcının 10 Şubat'ta yazdığı yazı 3 kilometre mesafedeki mahkemeye 2 Mart'ta gidince 'süre' aşıldı, üç 'zanlı' kurtuldu



Davutpaşa’da 23 kişinin öldüğü patlamayla ilgili soruşturmada adalet ‘hızını’ bir kez daha gösterdi! Bakırköy Cumhuriyet Savcısı, patlamanın sorumluları olarak belirlediği kişilerden üç kamu görevlisinin yargılanmasını istedi. İstanbul Valiliği’nden 10 Şubat 2009’da ‘soruşturmaya izin verilmedi’ yazısı geldi. Savcı ertesi gün itiraz etti. Ancak 11 Şubat’ta gönderilen itiraz yazısı, Bölge İdare Mahkemesi’ne 2 Mart 2009’da ulaştı. Oysa Bakırköy Adliyesi ile Bölge İdare Mahkemesi arasında sadece 3 kilometre yol var. Metro ya da otobüsle gidilirse sadece iki durak geçiliyor ve bu yolculuk en fazla beş dakika sürüyor. Maliyeti 1.5 lira. Otomobille yine trafiğe göre en fazla 5 -10 dakika zaman alıyor. Taksi ise en fazla 7- 0 lira yazıyor.
23 can gitti, bir dava açılamadı
Davutpaşa, geçen yıl 31 Ocak saat 09.30’da büyük bir patlamayla sarsıldı. Emek İş Merkezi’ne sanki bomba atılmıştı. 23 kişi öldü, 120 kişi yaralandı. Patlama, Selçuk Başlar’a ait patlayıcı madde üretim ve depolama atölyesinde meydana gelmişti. Patlamadan sonra taş sütunlar, makine parçaları ve insan bedenleri etrafa saçıldı. Patlama yaşanan yerin ruhsatının olmadığı ortaya çıktı. Yani sanayi sitesinde onlarca insanın çalıştığı yerdeki atölyede yanıcı maddeler tamamen denetimsizdi.
Bundan sonra adalet arayışı başladı. Ancak beklenen dava bir türlü açılmadı. Davutpaşalılar da ‘adalet yerine gelene kadar’ her cumartesi Taksim’de eylem yapmaya karar verdi. Ancak soruşturma dosyasından gelen son haber yeni bir hayal kırıklığı yarattı.
Savcı suçluyu arıyor
Patlamayla ilgili soruşturmayı Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı yürütüyor. Soruşturma kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda patlamada ölen işyeri sahibi Başlar’ın yanı sıra Zeytinburnu Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İSKİ, Boğaziçi Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi (BEDAŞ) ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın da (ÇSGB) suçlu olduğu belirtildi. Ancak tüm kurumlar suçu birbirine attı. Her biri savunmasında asıl suçlunun başka bir kurum olduğunu söylüyordu. Savcı Ali Haydaroğlu; İBB’den Ruhsat Denetim Müdürlüğü’nden üç ve İSKİ’den iki olmak üzere toplamda beş; Zeytinburnu Belediyesi İmar, Ruhsat ve Zabıta müdürlüklerinden altı; BEDAŞ Esenler İşletme Bakım Müdürülğü’nden de altı kişiyi sorumlu olarak tespit etti.
İstanbul Valiliği ve Zeytinburnu Kaymakamlığı, geçen ocak ayında, soruşturma izni vermediğini belirtti. Savcı Haydaroğlu da kararın iptali için İdare Mahkemesi’ne gitti. Mahkeme, Zeytinburnu Kaymakamlığı’nın kararını bozup soruşturma izni verdi.
Öte yandan savcılık İBB’den üç kamu çalışanı için de soruşturma izni istemişti. İstanbul Valiliği savcılığın bu talebini reddetti ve üç kişi hakkında ‘soruşturulamaz’ kararı verdi.
İstanbul Valiliği’nin bu kararı 10 Şubat 2009’da savcıya ulaştı. Savcı Haydaroğlu’nun bu karara itirazı için10 gün süresi vardı. Savcı hemen ertesi gün, 11 Şubat’ta valiliğin kararına karşı Bölge İdare Mahkemesi’ne itiraz yazısı yazdı. Bundan sonra da evrakın bilinmezlere doğru yolculuğu başladı. Evrak aradan neredeyse bir ay geçtikten sonra 2 Mart 2009’da Bölge İdare Mahkemesi’ne gitti. Mahkeme de ‘yasal itiraz süresi olan 10 gün geçtiği için’, savcının itirazı reddetti.
Böylece Davutpaşalıların adalet istemi, adaletin hızına takılmış oldu. Oysa evrakın yola çıktığı İncirli’deki Bakırköy Adliyesi ile Yenibosna’daki Bölge İdare Mahkemesi arasında sadece 3 kilometrelik bir yol var. İki bina arasında, metro ya da otobüsle gidilmek istendiğinde iki durak bulunuyor. 1.5 liraya mal olan bu yolculuk en fazla beş dakika zaman alıyor. Taksi ya da otomobille gidildiğindeyse en fazla 10 dakika sürüyor. Taksiyle gidilirse taksimetre 7 ya da 10 lira yazıyor.
Eleman az, iş çok
Savcılık da yaşanan bu durumdan şaşkın. Başından beri soruşturmayı titizlikle yürüten savcılık kaynakları, evrakı göndermek için posta yolunun kullanıldığını, ancak eleman azlığı, buna karşın işlerin fazlalığı nedeniyle binlerce evrakın biriktiğini söyledi. (aa, Radikal)

Kaynak:17/09/2009 Radikal
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalHaberDetay&ArticleID=954857&Date=17.09.2009&CategoryID=97

15 Eylül 2009 Salı

Sel Mağdurlarıyla Dayanışma Sürüyor

Dün blog sayfasını açamadığımız için dünkü bilgileri giremedik...
Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin üyeleri arasında topladığı yardımlar dernek merkezlerimiz aracılığı ile selzedelerle paylaşılmaya devam ediyor. MMO İstanbul Şubesi'ne teşekkür ediyoruz.
14.09.2009 günü Halkalı Merkez Mahallesi'nde yer alan fabrikaların arasında kalan sel mağduru bölgede acil ihtiyaç malzemesi dağıtıldı. Toplam 80 adet adreslere göre hazırlanmış koli ihtiyaç sahiplerine ulaştırıldı. Bu arada daha önce liste yapılırken ulaşılamayan 24 ailenin kayıtları da alındı. Kolileri hazırlanıyor.

Bugün 15.09.2009 Sultançiftliği-Cebeci bölgesindeki sel mağdurları ziyaret edildi. Bölgede selgeniş bir alanda etkili olsa da 8 ailenin daha çok etkilendiği ve yardıma ihtiyaçları olduğu görüldü. Bölgede özellikle çocukların okul malzemeleri talebi daha öncelikli olarak aileler tarafından iletildi. Özürlü eşi olan bir ablamız eşi için yatak veya çekyat ihtiyacının daha acil olduğunu söyledi.
Akşam saatlerinde Ayazma-Hamamdere'de sel mağdurlarından yardım dağıtırken yaşadığımız sorunların çözümü ve ileriki süreçte yaşanması muhtemelş sorunlar için oluşturulmasını talep ettiğimiz komisyonun oluşumu için bölgedeki sel mağdurlarının dahil olduğu bir toplantı yapıldı. Toplantı sonrasında mahalle komisyonu oluştu. Hamamdere'ye yardım götürmek isteyenler artık bizim aracılığımızla ilebilecekleri gibi komisyondan da yardım talep edebilir.
Sel mağdurlarıyla dayanışma için giysi ihtiyacımız kalmadı.
Acil ihtiyaçlarımız aşağıdakilerdir.
-Kışlık ayakkabı
-Bebek bezi ve maması
-Yorgan,döşek,battaniye
-Okullar açılmadan önce okul malzemeleri
-Ev eşyası (koltuk,kanape, halı,kilim v.b mutfak eşyaları, tüp v.s)
-Potansiyel sağlık sorunları için özellikle halk sağlığı alanında gönüllü desteği
-Dernek merkezlerinde gelen eşyayı tasnifleme kolileme, tespit edilen ailelerin kayıtlarını tutma, gelen yardımın kaydını tutma gibi işlerde destek
-Eşyaları taşımak ve diğer akut ihtiyaçlar için nakit desteği ihtiyaçları sürüyor.
Bu arada sel mağdurlarıyla dayanışmak isteyen arkadaşlar bize iletebilecekleri gibi dağıtım sırasında bizimle gelebilir veya ihtiyaç sahibi ailelere bizim aracılığımızla doğrudan kendileri de götürebilir.

13 Eylül 2009 Pazar

Bir Umut Heyeti Sel Felaketi Yaşayan Bölgelerde İnceleme Yaptı

Birumut heyeti bugün selin İstanbul'da yaptığı tahribatı yerinde görmek, mağdurların bugüne kadar görüşemedikleriyle görüşmek üzere sel bölgelerinde bir inceleme gezisi yaptı. Silivri kent merkezinde başlayan gezi, Ziya Gökalp Mahallesi Hamamdere mevkii'nde bitti.
Silivri kent merkezinde evlerde çamur boşaltma faaliyetleri sürüyor. Özellikle kentin E-5 kuzeyindeki gelişme alanını ve devamındaki dere yatağının kıyısındaki bölgeyi etkileyen selin izleri sokaklarda, duvarlarda hala daha görülebiliyor. Silivri'den sonra Selimpaşa'ya giden bir umut heyeti mağdurlarla görüşme gerçekleştirdi. Silivri'de diğer bölgelerde olduğu kadar acil yardım ihtiyacının olmadığı, bununda daha çok selin etkilediği insanların sosyo-ekonomik durumundan kaynaklandığı tespit edildi. Bölgede 10 aile için acil eşya yardımına ihtiyaç olduğu tespit edildi. Diğer ailelerin giysi, battaniye v.b sorunları çok yaşamadığı, ancak evlerindeki "Birumut'un" doğrudan çözemeyeceği sorunların da sürdüğü gözlendi. İleriki süreçte mağduriyetlerinin giderilmesi için hukuk dayanışmasını sürdürmek üzere konuşuldu ve bölgeden ayrılındı. Ardından Çatalca'ya geçen Birumut heyeti selden en çok etkilenmiş olan Çakıl, Gökçeali Köyleri ve Çatalca İlçe merkezini ziyaret etti. Çatalca'da sınırlı sayıda konut alanının yanı sıra en yoğun tahribatın tarım alanlarında olduğu, konutları zarar görenlerin acil ihtiyaçlarının da karşılandığı görüldü. Heyetimiz Çatalca'nın ardından Esenyurt ve Başakşehir ilçelerini ziyaret etti.
Sel bölgelerinde gezi yapılırken aynıu zamanda Birumutçular İkitelli-Atatürk Mahallesi ve Halkalı -Gümrük bölgelerinde acil yardım malzemelerini dağıtmayı sürdürdüler.
Acil yardım malzemesi olarak acil giyecek ihtiyacı azalırken
-Kışlık ayakkabı
-Bebek bezi ve maması
-Yorgan,döşek,battaniye
-Okullar açılmadan önce okul malzemeleri
-Ev eşyası (koltuk,kanape, halı,kilim v.b mutfak eşyaları, tüp v.s)
-Potansiyel sağlık sorunları için özellikle halk sağlığı alanında gönüllü desteği
-Eşyaları taşımak ve diğer akut ihtiyaçlar için nakit desteği ihtiyaçları sürüyor.


Çatalca'dan sele neden olan sebeplerden küçük bir görüntü. Sel sularının "ıslah edilmiş !" dere yatağından akmasını beklemişler..

Selimpaşa'dan selin etkileri ve sel mağdurlarıyla görüşme...

Silivri Kent Merkezinden Selin Kalıntıları

12 Eylül 2009 Cumartesi

Selzedelerle Dayanışma Sürüyor

Selzedelerle dayanışma çalışması kapsamında bugün Ayazma'da 38, Esenyurt'ta ailenin acil giysi, yatak v.b ihityaçları karşılandı. İkitelli Atatürk Mahallesi'ndeki 28 ailenin paketleri hazırlandı, yarın ihtiyaç sahiplerine teslim edilecek. Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi'nin üyeleri içerisinde topladığı yardımları da yönlendirdiği dayanışma malzemeleri dernek merkezlerinde toplanmaya devam ediyor
Dayanışmaya duyarlı dostlarımızca çevrelerinden toplanan eşyalar alınıyor. Eşyalar dernek merkezlerine taşınıyor. Eşyalar dernek merkezlerinde daha önce hazırlanmış olan ihtiyaç listelerine göre tasnif ediliyor.

11 Eylül 2009 Cuma

sel mağdurlarıyla hukuksal dayanışma

Sel Mağdurlarının Acilen Hukuki Süreçler Bakımından Dikkat Etmesi Gereken Hususlar…Tarayıcınız bu resmin gösterilmesini desteklemiyor olabilir.
Sel baskını sonrasında İstanbul ve Trakya’nın pek çok yerlerinde ciddi can ve mal kayıpları meydana geldi. Zararların giderimi ve hukuksal hakların korunması için ilk elde yapılması gerekenler aşağıda kısaca açıklanmıştır:

1- Öncelikle, zararı ileride daha kolay ispatlamak için suları temizlemeden önce olay yerinin çok sayıda fotoğrafını çekin.

2- Belediyelerden ve Bayındırlık Müdürlüklerinden gelen Hasar Tespit Komisyonlarına yaşanılan hasarın tümünü eksiksiz bir biçimde rapor ettirmek selzedenin önemle üstünde durması gereken noktadır. ( Şayet itfaiye müdahalesi varsa; İtfaiye’ye vinizin/dükkanınızın/aracınızın zarar gördüğüne dair rapor tutturun. Normalde itfaiye, müdahale ettiği her olayla ilgili tutanak tutmak zorundadır ve bu tutanak ilk elden delil niteliğindedir.) Şayet bu durum sizi tespit bakımından tatmin etmiyorsa Sulh Hukuk Mahkemesine başvurmanız gerekir.

3- Belediye/Valilik tarafından kurulacak tespit komisyonu tarafından yapılacak hasar tespit çalışmalarında zararınızın mutlaka rapora ayrıntılı olarak geçmesini sağlayın. Selde sürüklenerek kaybolan eşyalarınızın listesini ve tahmini değerlerini de yapılacak tüm tespitlerde dosyaya sunun. İlk anda çektiğiniz fotoğrafların da birer örneklerini yine dosyaya sunmanız gerekmektedir.

4- Evden çıkarttığınız eşyalarınızın durumunu, kullanılmaz durumda olup olmadığını mutlaka rapora geçirtin. Sel durumunda mutfak malzemeleri dahil tüm eşyalar (kimyasal maddeler de karıştığından) temizlenerek kullanılamayacak hale gelmektedir. Bu nedenle eşyalarınızın kullanılamaz hale geldiğini tutanağa geçirtin. Tutanakta eksiklik olduğunu düşünüyorsanız tutanağı imzalarken “Eksik inceleme yapılmıştır” diyerek imzalayın.

7- Size yapılacak maddi ödemeler ve teslimlerde sadece teslim aldığınız bilgisi yer almasına dikkat edin.

Hasar tespit çalışmaları tamamlandıktan sonra, bizzat kuracağımız bürolara başvurarak devamında yapılacak işlemlere dair bilgi alabilirsiniz.

10 Eylül 2009 Perşembe

selzedelerle dayanışma çalışmalarımız sürüyor

Bugün Minübüste kapalı kalarak boğulan 7 emekçi kardeşimizden dördünün, Ayazmada evinin civarında hayvanlarını toplamaya çalışırken sele kapılan kardeşimizin ve sel başladıktan sonra evinden işyerine bodrumdaki araçları çıkarmak için işverenince çağrılan ve bodrumda boğulan emekçi kardeşimizin Sefaköy inönü Mahallesi, Ayazma ve Kanarya da ailelerini ziyaret ettik ve cenaze törenlerine katıldık.
Kartal Birumutta toplanmış eşyaları birumut gönüllüleri Esenyurt Devlet Hastanesinin arkasında selden zarar görmüş 200 ailenin bulunduğu mahalleye ulaştırdı. Mahallede bulunan diğer gönüllülerke beraber faaliyetleri sürmekte.
Taksim Birumutta toplanan eşyalar tasnif edilerek, Şirinevler Birumuta nakledildi.
Şirinevler Birumuttaki gönüllüler, daha önce giderek tespit ettikleri selden etkilenmiş Ayazmada 40 aile ve İkitelli de ki 40 aile ye eşya yardımını ulaştırdılar.
Ayazma da çadır kuruldu. Yemek ve oturmak için. Evleri zarar görenler akrabalarında kalmakta şimdilik. Çadır daha çok gündüz oturma, yemek yeme, çay içme alanı olarak işlev görmekte.
İhtiyaçlar ve yapılacak işler:
1- Hasar tespitlerinin yetkililer tarafından ayrıntıyla yapılmasının sağlanması ve hasar bilgilerini selzedelerin beyan etmesini sağlamak sonraki hak- hukuk süreçleri bakımından önemli.
2- Şantiye çadırı ihtiyacımız devam etmekte. (Birden fazla..)
3- Giyecek- yiyecek v.d. ihtiyaç konusunda aşağıdaki telefonlardan ayrıntılı bilgi almak mümkündür.
4- Tespit edebildiğimiz yerler, Ayazma-40 aile, ikitelli Atatürk Mahallesi- 40 aile, Mahbutbey Sanayi Mahallesi tespit çalışması yapılacak, Esenyurt Devlet Hastahanesi mevki-200 aile biçimindedir.
5- silivri-Selimpaşa-çatalca-Saray bölgeleriyle haberleşmeye çalışıyoruz. Pazar gününe çeşitli talepleride dikkate alarak bir heyetimiz bölgeye gidecektir.
Özgür:0536.338.40.76
Başaran:0537.932.42.06
Utkan:0535.213.58.03
Taksim birumut:0212.245 09 02 Kartal Birumut : 0216.488.02.04 Şirinevler :0212.652.95.00

9 Eylül 2009 Çarşamba

Sel felaketinden etkilenen mağdurlarla dayanışmamız sürüyor..

8-Eylül de Silivri, Çatalca, Saray ilçeleri ve köylerinde, 9-Eylül de İkitelli- Halkalı-sefaköy- Esenyurt ta felakete dönüşen sel mağdurlarıyla dayanışma çalışmalarımız sürmekte.Yağışlarla birlikte benzer felaket haberlerini duymaya devam edeceğiz gibi görünmekte.
Yapılan çalışmalar ve ihtiyaçlara dair son durum;
* Ayazmada yemek organizasyonu için çadır kuruldu.
* Çadır ihtiyacı için haberler gelmeye devam etmekte.Özellikle büyük şantiye çadırları hibe alabileceğimiz inşaat firmaları ve çadır imalatçıları ilişkilerine ihtiyaç var.
* Selin evlerindeki eşyaları kullanılamaz hale getirdiği insanlar için giyim eşyası ve ev eşyası ihtiyaçları devam etmekte.
* Resmi kurumlar hasar tespiti ve çeşitli acil ihtiyaçlar konusunda çalışma sürdürmekteler. Mağdurlar, hayatını kaybedenlerin yakınlarıyla ilişki kurmamıza yarayabilecek bilgilere acilen ihtiyaç var.
* Bölgeye dönük 'hak-hukuk' meseleleri için heyet oluşturarak dayanışmada bulunma çalışmalarımız devam edecek.
Hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dilerken, 1 günlük yağmurun felakete dönüşmesine neden olanların yakalarında olacak ellerimiz.Dayanışmamızı da, adalet mücadelesini de her düzeyde sürdüreceğiz.

19 Ağustos 2009 Çarşamba

3.PARTİ ZEYTİN DERNEK MERKEZLERİMİZE GELDİ..
















Bursa Orhangazi'den getirdiğimiz zeytinin üçüncüsü 12 Ağustos 09 Çarşamba günü geldi..Bursa’nın Orhangazi ilçesinden getirdiğimiz zeytinler 2 kiloluk bidonlarda içerisinde hiçbir kimyasal katkı maddesi olmadan mutfaklarımıza giriyor.Üreticiden tüketiciye gıda dayanışması ağına dahil olmak ve zeytin almak isterseniz birumut dernek merkezlerimizle irtibata geçiniz.2 kiloluk bidonlarda paketlenmiş zeytinin kutusu 15 tl’dir.Tel:0212 652 95 00- 0212 245 09 02- 0216 488 02 04

18 Ağustos 2009 Salı

BİRUMUT YAZ KAMPI GEÇMİŞ HAFTA RESİMLERİ



YAZ KAMPINA DAİR BİLGİLENDİRME...


Dinlenmek, eğlenmek emekçinin de hakkıdır düşüncesiyle yola çıkarak ikincisini düzenlediğimiz BirUmut yaz kampı , okulların kapanmasını izleyen günlerde 30 haziranda başladı.....6 EYLÜL 09 PAZAR GÜNÜ BİTİYOR...
Bu yıl da Tekirdağ’a bağlı Yenice’de kamp kurduk. Kampa Esenler Otogar’ından Tekirdağ yönüne hareket eden tüm araçlarla veya Silivri’den aktarmalı olarak günün istediğiniz saatinde ulaşılabilirsiniz. Ulaşımın kolaylığı sayesinde ulaşım sorunu yaşamıyoruz...

Yaz boyunca sürdürmeyi hedeflediğimiz kampımızda, yeme-içme organizasyonunu kampta dönüşümlü olarak görevlendireceğimiz arkadaşlarımızın koordinasyonuyla birlikte yapacağız. Yanımızda ne yemek götürsek, ne yapsak tasasına düşmeyeceğiz, tencereleri birlikte kaynatacağız...

Ağaçların gölgesine kurulu çadırımız, aynı zamanda denize nazır olduğundan hem yeşili hem maviyi izleyerek zihnimizi dinlendirmemiz ve dilediğimiz an gölgeyle, dilediğimiz an güneşle ve denizle kucaklaşabilmemiz mümkün olacak...

Büyük şehrin sıkıntılarından uzaklaşacağız, ama nimetlerinden asgari ölçüde yararlanacağız. Kamp alanlarının büyük problemlerinden olan elektriksizlik, susuzluk ve tuvaletsizlik bizim açımızdan sorun olmayacak. Elektrik, su ve tuvalet nedeniyle mağduriyet yaşamayacağız...

Yer kirası, çadır alımı ve yeme-içme organizasyonunu sağlamanın asgari maliyeti olarak görünen 50 TL’yi kampa katılacak arkadaşlarımızdan bir seferlik olmak üzere talep ediyoruz. Elbette çocuklarımızdan ücret almıyoruz...

BirUmut üyesi arkadaşlarımızın aileleriyle birlikte de gönül rahatlığıyla katılabilecekleri kamp için derneklerimize uğrayarak, telefonla arayarak ya da mail atarak ayrıntılı bilgi alabilir, kayıt yaptırabilirsiniz...


Ekteki fotoğraflarda kamp yerini ve geçen haftalara ait kareleri görebilirsini

Bir umut 2. geleneksel yaz kampı devam ediyor.


Bir Umut Derneği’nden garibanlara yaz kampı

Merkezi İstanbul’da bulunan 1Umut Derneği, ekonomik sorunlar nedeniyle tatil yapma şansı bulamanayanlara bu olanağı sunmayı sürdürüyor

--------------------------------------------------------------------------------
10 Ağustos 2009 18:29


--------------------------------------------------------------------------------



4 Temmuz- 30 Ağustos tarihleri arasında bir kereye mahsus olmak üzere ve sadece 50 TL karşılığı yeme içme, barınma dahil İmece usulü Tekirdağ Yenice Barış Kamping’te yaz kampı tatili yaptırıyor.

50 TL’YE TATİL

Alınan bilgilere göre, kampa katılmak isteyenler, ulaşımı kendileri sağladıktan sonra (İstanbul’dan minibüs ve otobüsler var) bir defa 50 TL ödüyor. Bu arada yatacak yataklarını da kendileri getiriyor. Kamp işleri (masraf değil) günlük temizlik, yemek, kap kacak yıkaması vs imece usulü yapılarak toplu yaşama ve dayanışma güdülerini geliştiriyor. 9 yaşın altındaki çocuklar para ödemiyor.

AMBLEMLERİ KARGA

Birlikte 1Umut Derneği Kampı’nı ziyaret eden ÇYDD üyesi eczacı Celal Özel, izlenimlerini şöyle anlattı; "Sabahın ilk ışıklarıyla kentin sokaklarına çıktığınızda, iki tür canlı görürsünüz; biri, işlerine gitmeye çabalayan ya da çalışan işçiler, diğeri ise kargalardır. Çoklukları ve halleri birbirine pek benzer. Yok sayılmak, 'kaderleriymiş' gibidir. Böylece adını 1Umut koyan dernek, amblem olarak da KARGA yı seçmiştir. En belirgin sloganı 'Vicdan sahiplerini kendisi olmaya ve dayanışmaya çağırıyoruz' ile de amacını ortaya koymuştur.

HERKES TATİL YAPMALI

Bu düşünce ile yaz geldiğinde benim de tatil yapma hakkım var diyen işçiler, işsizler, öğrenciler ve tüm dayanışma ruhu içersindeki insanlar için geleneksel olan 1 Umut Yaz Kampı’nın ikincisini de 30 haziran-30 Ağustos tarihleri arasında Tekirdağ Yenice'de bulunan Barış Kamping'de başlatılmıştır. Bu heyecanı hissetmek, yaşamak ve dayanışma adına Büyükçekmece ÇYDD, Küçükçekmece ÇYDD ve Küçükçekmece Sinoplular Derneği olarak kampı ziyaret ettik. Uykusuz ama umut dolu sohbetlerin gerçekleştirildiği, bitmesin dediğimiz gecenin sonunda sabahın ilk ışıkları ile sakin, durgun Marmara Denizi’nde serinledik. İmece olarak hazırlanan kahvaltının ardından yola çıktık. Kısa ama çok önemli anların paylaşıldığı, dostlukların pekiştiği güzel bir etkinlik olarak tadı damağımızda kaldı. Tüm evrensel düşünen çağdaş dostlarımıza da öneriyorum. Son olarak ezilenin, adaletsizliğe uğrayanın yanında olmak, insan doğa ilişkisinde dengeyi savunmak, cinsiyetçi olmamak, mağdurlar arası dayanışma ağları kurmak için, haydi 1Umut kampına diyorum."

UYGUR EROL / KENT YAŞAM GAZETESİ

16 Ağustos 2009 Pazar

ÇDP itiraz dilekçeleri verildi


İstanbul Çevre Düzeni Planı için hazırlanan itiraz dilekçeleri Büyükşehir Belediyesinin ilgili birimine verildi. Pendik, Beykoz,Sarıyer, Küçükçekmece ilçelerinden toplanan itiraz dilekçeleri 12-13-14 Ağustos günleri belediyeye verildi.

Alternatif Sulukule Projesi TOKİ'den Önce Sulukulelilerle paylaşıldı


 TOKİ'nin Talebi üzerine Temmuz ayında yapılan görüşme sonucu oluşturulan taslak proje, TOKİ görüşmesi öncesi mahalleliyle paylaşıldı. TOKİ ile Sulukule Yenileme Alanına dair yaklaşım ortaklığı oluşması durumunda projenin bütün aşamalarının birlikte sürdürüleceği ancak yaklaşımın henüz belli olmadığı bu durumda projenin oluşma süreci ve öncelikleri proje muhataplarıyla paylaşıldı.

15 Ağustos 2009 Cumartesi

Haber- İş Sendikası üyesi işçilerin delege seçimlerinde demokrasi talebiyle ilgili görüşme

Telekom greviyle dolayısıyla adını daha fazla duyduğumuz Haber- İş Sendikasına üye işçi kardeşlerimiz Birumutu ziyaret ettiler. Ziyaretlerinin amacı, sendikalarının genel kurul delegelik seçimlerinde Sendika Yöneticilerinin 'yıllardır sahip oldukları iktidarlarını korumak' amacıyla, işçilerin delege adayı olamalrını engelleyen tutumlarına dair hak arayışlarıydı.
Birumut heyeti, işçinin kendi örgütlenmesinde 'seçme- seçilme' hakkını memlekete örnek olacak bir 'demokrasi teşvikiyle' yaşaması gerektiğine inanarak hakları ve hukuklarına duyarlılık göstermeye çalıştı.
Meselenin esası ise şöyle;
Sendika yönetimleri delege başvurularını almak için işyerlerindeki panolara ilan asma yoluyla duyuru yapmaktalar. Bu durumuda sendika yöneticileri tutanakla belgelerse yasal olarak usülü yerine getirmiş oluyorlar. Daha demokratik işleyiş savunan sendikalar bu haber verme biçimini daha yaygın- etkin kılarak ve adayın mazereti varsa seçime kadar başvuru kabul ederek yapıyor. İktidarını korumak isteyen ise planını mümkünse duyurmadan kendi taraftarlarının aday olmasını sağlayarak yapıyor.Sendika Yönetiminin bu tür tutumunu önceden kestirebilenler, çeşitli yasal tedbirlerle önlem alabiliyorlar. Buda organizasyon işi. ve maliyetli.Ziyaret eden kardeşlerimiz 'yeni yaşanmış grev arkadaşlığına' güvenerek önlem almayı ihmal etmişler.Öyleki, işyeri temsilcisinin bile ilandan haberi olmamış.

13 Ağustos 2009 Perşembe

Beykoz ve Sarıyer'de Mahalle dernek temsilcilerinin katıldığı toplantılar yapıldı



Beykoz'da İstanbul ÇDP ile getirilen uygulamaların tartışıldığı (4 mahalle kentsel yeşil ve spor alanına ayrılırken Rivanın yerleşime açılması, özel ormanlarda yapılaşmaya sınırlama getirilmemesi gibi meselelerin konuşulduğu) toplantı yapıldı. Toplantıya dernek temsilcilerinin yanı sıra muhtarlar da katıldı. 14.08.09 tarihinde İBB ye verilmek üzere itiraz dilekçesi taslağı hazırlandı.
Sarıyer'deki mahalle dernekleriyle önümüzdeki dönem programının oluşumu için yapılması gerekenlerin yanı sıra ÇDP'nin, Ecr-i misillerin, Tapu tahsis iptal sorunlarının konuşulduğu toplantı yapıldı.

11 Ağustos 2009 Salı

Kartal yakacık ve Pendik Aydos'ta (Ertuğrulgazi-Sülüntepe) ÇDP için bilgilendirme toplantısı yapıldı


Kartal ilçesi Yakacık Mahallesinde mahalle derneği yöneticilerinin katılımıyla ve Pendik Aydos'ta Ertuğrulgazi, Sülüntepe mahallesi sakinleri ve muhtarlarının katılımıyla ÇDP bilgilendirme toplantısı yapıldı. Özellikle Aydos'un ÇDP'de teknopark ilanına karşı mahalleli itiraz dilekçesi topluyor. Kartal toplantısı sadece mahalle derneği yöneticileri ile iken Pendik'te Saz Düğün Salonu'nu dolduran bir topluluk vardı. Mahalleli 13.08.09 perşembe günü topluca itiraz dilekçesi verecek.

8 Ağustos 2009 Cumartesi

ÇDP İtiraz dilekçesi taslağı

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANLIĞI’NA

İSTANBUL


Kurumunuza bağlı İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama Müdürlüğü tarafından hazırlanan 13.02.2009 tarihinde İsatanbul Büyükşehir Belediyesi Belediye Meclisi’nce kabul edilen 17.07.2009 tarihinde askıya çıkarılan 1/100000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planına ilişkin değerlendirmemiz sonucunda; aşağıda, yasadışılığı ve sakıncaları ayrı ayrı ele alınarak değerlendirilmiş olan 1/100.000 ölçekli İstanbul İl Çevre Düzeni Planı’na itiraz ediyor ve itirazlarımız doğrultusunda gerekli değişikliklerin yapılmasını talep ediyoruz.
İstanbul Çevre Düzeni Plan Açıklama Raporu’nda Planlamaya yön veren ilkeler olarak:
• “Ekonomi-ekoloji çatışmasına toplumsal boyutun da katılarak, sürdürülebilirlik açısından dengenin kurulabilmesi için nüfus artış hızını düşürmek ve doğal eşikler göz önünde bulundurularak nüfusu sınırlı bir büyüklükte tutmak,
• Başta turizm olmak üzere tarihi değerlere ve sanatsal etkinliklere dayalı kültürel faaliyetleri; uluslararası diplomasiye, kongre ve turizme yönelik dış bağlantıları; finans hareketlerine açık ve nitelikli hizmet sunumuna yönelik girişimleri; eğitim ve ileri teknoloji atılımlarını İstanbul için öncelikli işlevler olarak öngörmek,
• Tanımlanan vizyon bileşenleri dışında kalan faaliyetlerden İstanbul’u olabildiğince arındırmak; başta sanayi olmak üzere diğer sektörlerde de ekonomik verimliliğini kaybeden, olumsuz dış ekonomiler oluşturan ve toplumsal maliyetleri arttıran, çevre kirliliğine neden olan ve kentsel hizmetler ile toplumsal yaşam üzerinde baskı oluşturan tesis ve faaliyetleri karşılaştırmalı avantajlar sağlayan alternatif düzenli yerleşimlere yönlendirmektir.”
açıklanmaktadır. Bu ilkeler doğrultusunda planlama sürecinin işlediği iddia edilmektedir. Ancak bu ilkeler kentin halihazırdaki durumu, bu durumu yaşayan kentliler gözetilmeden belirlenmiştir. Aynı zamanda plan çeşitli kararlarıyla ilkelerle çelişen kararlar içermektedir. Şöyle ki bir yandan ekolojik değerlerin korunduğu, afet risklerinin azaltılıdığı iddia edilirken diğer taraftan afet riski açısından yüksek riskli alanlar (Silivri ve yakın çevresi) yapılaşmaya açılmış; diğer taraftan ekolojik değerleri, su havzalarını, havza koruma kuşaklarını koruduğu iddia edilen plan içerisinde Özellikle Büyükçekmece ve Küçükçekmece İlçelerinin arasında Kuzeyde Hadımköy yeni bir kentsel merkez olarak tanımlanmıştır. Bu alanda yerleşime açılan yeni alanlar ve getirilen yeni işlevler su havzalarının sürdürülebilirliğini tehtid edecek biçimde konumlandırılmıştır. Bir yandan Kıyıları ve doğal değerleri koruduğu iddia edilen bir yaklaşımla yaşadığımız yer (Küçükçekmece Fatih Mahallesi İç-Dış Kumsal Bölgesi) günübirlik turizm alanı ilan edilmekte diğer taraftan henüz yapı yoğunluğu açısından su havzalarını tehtid düzeyi alt seviyede olan ve gelişmesi kontrol altında tutulması gereken alanlar yerleşime açılmaktadır. Özellikle Sazlıdere Barajının güneyinde bu durum iyice ortaya çaıkmaktadır. Söz konusu alanda yakın mesafeli koruma kuşağı bile gözardı edilerek yerleşime açılmıştır.
Planlamanın kentin ekolojik değerlerini gözardı eden bir başka yaklaşımı da kentsel gelişmenin özellikle Batıya kaydırıldığı alanlardan izlenebilir. Bu alanlarda bir kısmında tarımsal faaliyet süren alanlar yerleşime açılmıştır. Bu durum plan açıklama raporunda “batıdaki yeni gelişme alanlarında mutlak korunması gerekli tarım topraklarının sınırlı kullanılması söz konusu olmuştur. (sayfa:617) ” biçiminde açıklanmaya hatta savunulmaya çalışılmıştır. Bir diğer çelişkili yaklaşım da Küçükçekmece Gölü kuzeyinde olduğu gibi İstanbul genelinde yerleşime açılan alanların kentin kuzeyinde yoğunlaşmasıdır.
Yukarıda alıntı yapılan ilkeler doğrultusunda plan değerlendirildiğinde ekolojik-Ekonomik sürdürlebilirliğin sağlanmadığı görülmektedir. Bu durumda plan öncelikli olarak “Küresel sermaye hareketlerine göre şekillenmiş ve bu hareketler için engel olarak görülen olumlu-olumsuz bütün yönlerin üçüncü maddede açıklandığı gibi İstanbul’dan uzaklaştırıldığı” şeklinde özetleyebileceğimiz bir yaklaşıma sahiptir. Görüleceği üzere, İstanbul planlamasının temel hedefi kentli değil, yatırımcıdır.
İstanbul planlamasının temel hedefi, öncelikte, “İnsanca yaşanabilecek bir kent yaratabilmek” olmalıdır. Bu önemlidir. Çünkü, iki hedef arasındaki öncelik farkı, ortaya çıkacak plan kararlarının da belirleyicisi olacaktır. Şu anda ortaya çıkan plan, kenti her ne pahasına olursa olsun pazarlamak, yerli ve yabancı sermayenin hizmetine ve kullanımına sunmak hedefinin damgasını taşımaktadır. Bu planla kent bir yatırım alanına dönüştürülmüştür. Bu işlem sırasında kentteki sosyal değerler plan yaklaşımı içerisinde yalnızca çekilmesi hedeflenen sermaye gruplarının ihityaçlarına uyum göstermesi amaçlanarak dikkate alınmış, bu doğrultudas kentin gelişimi bile hedeflenmemiş, kentte işsizlik oranları ortadayken, dışardan gelecek “üst düzey işgücünün” talepleri bile dikkate alınmıştır. Henüz kentte yaşamayan, yaşayacağı varsayılan insanların ihtiyaçlarını düşünen plan burada uzun yıllardan beri yaşayan, komşuluk oluşturan kişisel ve toplumsal tarihe sahip olan bizleri yoksaymıştır. Plan mevcut haliyle kenti küresel sermaye akışları için açık serbest bölge haline getirmekte, kentte yaşayanlar içinse sınırlanma, engellenme, “gerekirse tasfiye” öngörmektedir.
Yerleşim alanımızın yakınlarında Avcılar alt merkez olarak tanımlanırken Esenyurt-Beylikdüzü ikinci derece merkez olarak tanımlanmış, Hadımköy ise ad konulmadan merkez fonksiyonlarıyla donatılmıştır. Bu durumda kaybedilmiş gözüyle bakılan Küçükçekmece Gölü’ne Büyükçekmece Gölü ve Sazlıdere Baraj Gölü’nün eklenmesinden başka sonuçla karşılaşmamız mümkün olmayacaktır. Küçükçekmece Gölü için koruma kuşakları geliştirilmemesi, gölün sulak alan olarak geri kazanılması iddiasından vazgeçildiğinin bir başka ispatıdır. Göldeki kirliliğin sebepleri ve tarihi mahallemizin tarihi ile karşılaştırmalı olarak incelendiğinde gölün kaybınının nedenleri daha iyi anlaşılacaktır. Plan Küçükçekmece Gölünün korunması ve yeniden kazanılması yaklaşımına sahip değilken, diğer taraftan kıyıların kazanılması adına bizlerin yaşadığımız alanlar boşaltılmaya çalışılmaktadır. Bu alanlar korunmayaca, geri kazanılmayacaksa bizler burdan uzaklaştırıldığımızda buralarda ne tür işlevlerin kimler için geliştirileceği tarafımızdan anlaşılmamıştır.
Yukarıda saydığımız taleplerimiz doğrultusunda İstanbul Çevre Düzeni Planı’nda, Plan uygulama Hükümlerinde gerekli değişikliklerin yapılmasını, tamamı günübirlik turizm alanında gösterilen İç-Dış Kumsal Bölgesi için alandaki konutların tamamının yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belgesine sahip olduğu da dikkate alınarak müktesep haklarımızı da koruyacak bir yaklaşımla, konut-turizm fonksiyonu dengesinin yeniden düzenlenmesini, konutlarımızın yenilenmesi ve güçlendirilmesini sağlayacak plan kararlarının geliştirilmesini talep ediyorum

Küçükçekmece Fatih Mahallesi'nde Çevre Düzeni Planı Bilgilendirme toplantısı yapıldı



2006 yılında hakkında uluslararası proje yarışması ertesinde Kentsel Yenileme alanı ilan edilen, Küçükçekmece Fatih Mahallesi İç-Dış Kumsal Bölgesi ve Cumhuriyet Mahallesi'nden katılımcılarla birlikte 17.07.2009 tarihinde askıya çıkan 1/100.000 Ölçek İstanbul Çevre Düzeni Planı'nı değerlendirme toplantısı yapıldı. Toplantı söz konusu mahallede şimdiye kadar gerçekleşen en kalabalık toplantı oldu. Değerlendirmeler sonrasında plana topluca itiraz edilmesi kararlaştırıldı. Hazırlanan taslak itiraz dilekçeleri katılımcılara dağıtıldı....Hafta içi topluca itiraz dilekçeleri verilecek...........